FPS nedir?

FPS, saniye başına kare sayısı anlamına gelir ve temel olarak bilgisayarınızın ekrana gönderilen görüntüleri ne kadar hızlı işleyebildiğini ölçer.

Bu kavramı daha ayrıntılı olarak açıklamak için bir adım geriye gitmemiz gerekiyor. Film izlemek, TV programları izlemek ve oyun oynamak söz konusu olduğunda "gerçek" hareket diye bir şey yoktur. Bu bir yanılsamadır. Aslında gördüğünüz şey, birbirini hızlı bir şekilde takip eden birçok statik görüntüdür. Bu görüntüler, görme kalıcılığınız sayesinde gerçek bir hareketmiş gibi görünür. Bu statik görüntüler ne kadar sık arka arkaya gelirse, hareket o kadar akıcı görünür.

Temel olarak, filmler ve TV programları genellikle saniyede 24 kare hızında gösterilir. Bu, içeriği akıcı bir hareket olarak algılamak için gereken minimum hızdır. Oyunlarda ise 30 FPS mutlak minimum olarak kabul edilir, ancak PC oyunlarında genellikle 60 FPS minimum hız olarak kabul edilir.

Keyifli bir oyun deneyimi için, "kare hızı" olarak da bilinen yüksek ve istikrarlı bir kare dizisine ihtiyacınız vardır. 24 FPS, pasif bir izleyici olduğunuz TV ve filmler için uygundur, ancak oyunlarda, oyuncu olarak girdiğiniz komutlar ekranda olanları etkilediği için daha yüksek bir kare hızı gerekir. Kare hızı çok düşükse, kontrolcü veya klavye ile girdiğiniz komut ile ekranda görünen eylem arasında bir gecikme fark etmeye başlayabilirsiniz.

Eğer çok titiz davranırsanız her zaman bir miktar gecikme olacaktır, ancak genel olarak konuşursak, çoğu insan 30 FPS'de çok fazla gecikme fark etmez, 60 FPS'de ise hiç fark etmez ve bu değer arttıkça gecikme giderek daha da algılanamaz hale gelir.

Bu nedenle oyun monitörleri 60 Hz'den çok daha yüksek yenileme hızlarına sahiptir. PC oyunları, özellikle rekabetçi oyunlar, daha yüksek kare hızından büyük performans avantajları elde eder. Bu avantajların bir bedeli vardır, ancak bu bedel birkaç yıl öncesine göre çok daha düşüktür. Günümüzde birkaç yüz dolar karşılığında 144 Hz'lik bir monitör satın alabilirsiniz.

Bu arada, monitörlerden bahsetmeye başladığımız anda "FPS" yerine "Hz" ve "yenileme hızı" terimlerini kullanmaya başladığımızı fark etmiş olabilirsiniz, bu konuyu açıklayalım.

FPS, oyun veya yazılımın her saniye kaç kare görüntülediğini ifade eder. Hz (hertz) cinsinden ölçülen yenileme hızı, monitörün her saniye görüntülediği içeriği kaç kez güncelleyebileceğini ifade eder. Muhtemelen, oyunlarınızın monitörünüzün yenileme hızının üstünde bir FPS'de çalışmasının, monitörünüzün işleyebileceğinden daha hızlı kare üretmek için değerli bilgisayar gücünü harcadığınız anlamına geldiğini fark etmeye başlamışsınızdır. Burada bir örnek vermek faydalı olabilir.

Yüksek FPS'nin, özellikle rekabetçi oyunlar için daha iyi olduğunu duydunuz. Gelecek vaat eden bir Counter-Strike 2 oyuncususunuz, bu yüzden harika bir oyun bilgisayarına büyük para harcadınız ve performansı en üst düzeye çıkarmak için tüm gelişmiş grafik seçeneklerini en düşük seviyeye indirdiniz. FPS'nizi kontrol ediyorsunuz ve oyunu 300 FPS'de çalıştırıyorsunuz.

Ancak, sadece 60 Hz'lik bir monitörünüz var. Dolayısıyla, daha yüksek FPS'nin daha hızlı tepki vermenizi, ekrandaki düşman hareketlerini daha sorunsuz takip etmenizi ve s1mple gibi rakiplerinizi alt etmenizi sağlayacağına dair duyduğunuz her şey gerçekleşmeyecek. Bilgisayarınız, monitörün görüntüleyebileceğinden daha hızlı kare işliyor.

Bu, performansınızı boşa harcadığınız anlamına gelir ve bunun iki çözümü vardır. İlki, tüm grafik ayarlarını geri almaktır. Bu, FPS'nizi düşürecektir, ancak 60 FPS veya daha yüksek bir hızda çalıştığı sürece, potansiyel oyun performansını kaybetmezsiniz ve her şey çok daha güzel görünür.

İkinci ve daha maliyetli seçenek, elde edebileceğiniz FPS sayısını gerçekten destekleyen bir yenileme hızına sahip bir oyun monitörü satın almaktır. Bu, yüksek FPS'nin tüm avantajlarından yararlanmanızı sağlar, ancak yenileme hızı ne kadar yüksek olursa monitörün fiyatı da o kadar pahalı olacağından bir yatırım gerektirir.

Burada iki seçenek var. İlkini zaten ele aldık: Grafik ayarlarını düşürün, görsel kaliteden ödün vererek kare hızı artacaktır. Oyununuz daha kötü görünecek, ancak daha akıcı çalışacaktır. Bu, güçlü bilgisayarlara sahip olanlar için bile yaygın bir taktiktir, çünkü grafik ayarlarını düşürmek, bazı kişilerin dikkatini dağıtan daha gösterişli efektlerin bir kısmını azaltır ve böylece oyuna daha kolay odaklanmalarını sağlar.

İkinci seçenek üzücü bir seçenektir, çünkü daha fazla para harcamayı gerektirir. Bilgisayarınız eskiyse, tüm ayarları düşürmek sizi ancak bir yere kadar götürür. Sonunda, donanımı daha modern ve daha güçlü bir donanıma yükseltmeniz gerekecektir.

Bu, en yeni CPU'lara, GPU'lara ve anakartlara ihtiyacınız olduğu anlamına gelmez. Mevcut sisteminizi çok uzun zaman önce kurmuş olabilirsiniz ve bugünkü donanımlara kıyasla birkaç yıl eski, ancak şu anda sahip olduğunuz donanımdan birkaç yıl daha yeni donanımlara geçerek büyük kazançlar elde edebilirsiniz.